Kanser Tedavisinde Oyun
Çocuklar için oyun, yalnızca bir eğlence aracı değil; aynı zamanda çevrelerini keşfetme, duygularını anlama ve kendilerini ifade etme yöntemidir. Oyun süreci, çocuğun hem iç hem de dış dünyasıyla bağlantı kurmasını sağlar. Bu bağlamda oyun, çocuğun bireysel gelişiminin yanı sıra sosyal ilişkilerini anlamlandırmasına da yardımcı olur (Landreth, 2012).
Oyun özellikle kanser gibi kronik hastalıkların tedavisinde tıbbi sürecin bir parçası olarak çocuğun yaşadığı duygusal zorlanmalara yardımcı olup sürece uyumu da kolaylaştırabilir.
Duygusal zorluk yaşayan çocuklar oyunla neleri ifade eder?
Çocuklar özellikle sözcüklerle ifade edemedikleri duygularını oyun sırasında sembolik yollarla dışa vurabilirler. Kaygı, öfke, korku ya da üzüntü gibi duygular oyun yoluyla yansıtılır ve bu durum, çocukların içsel dünyalarını düzenlemelerine olanak tanır. Oyun bu yönüyle çocuğun ruhsal iyilik hâlini destekleyen etkili bir araçtır (Axline, 1947).
Oyun çocukların gelişimi açıdan neden önemlidir?
Oyun; düşünme, öğrenme, sosyal iletişim kurma, duygusal tepki verme ve motor becerilerin gelişimini destekleyen çok yönlü bir süreçtir. Çocuklar, oyun oynarken hem kendilerini hem de başkalarını tanıma fırsatı bulurlar. Özellikle erken çocukluk döneminde benlik algısı, empati gelişimi ve problem çözme becerileri oyun yoluyla güçlenir (Piaget, 1962; Vygotsky, 1978).
Kanser tanısı almış çocuklar için oyun ne işlev görür?
Kanser tanısı almış bir çocuk için oyun, hastalıkla baş etmenin, duygusal stresle başa çıkmanın ve yaşadığı kaygıları anlamlandırmanın önemli bir aracıdır. Çocuklar, oyun yoluyla hastalıklarıyla ilgili karmaşık duygularını dışa vurabilirler. Oyun, çocukların hastalığa dair hissettikleri korkuları, yalnızlık duygularını, ailelerinin yaşadığı stresleri veya tedavi sürecinde yaşadıkları zorlukları ifade etmelerine olanak tanır. Ayrıca, tedavi sırasında yaşadıkları güvensizlik ve korku gibi duygular, oyun yoluyla daha rahat bir şekilde dışa vurulabilir, böylece çocukların duygusal iyileşmesi teşvik edilir.
Hastane ortamında oyun ne işe yarar?
Hastaneye yatmak, çocuklar için genellikle korkutucu ve belirsiz bir deneyim olabilir. Oyun, hastane ortamını çocuk için daha tanıdık ve güvenli hâle getirir. Çocuklar, hastane ekipmanlarını oyunlarına dâhil ederek, tedavi sürecine daha rahat uyum sağlarlar. Örneğin, oyuncak bir stetoskopla doktorculuk oynayan bir çocuk, tedavi sürecinde karşılaştığı korkuları ve kaygıları daha kontrollü bir şekilde yaşar. Bu süreç, çocuğun kendini ifade etme, yaşadığı süreci anlamlandırma ve duygusal rahatlama adına önemli bir fırsat sunar.
Hastane ortamında oyun alanları neden önemlidir?
Hastane içinde oluşturulan oyun alanları, çocukların yalnızca eğlenmesini değil; aynı zamanda psikolojik olarak rahatlamasını ve sürece uyum sağlamasını kolaylaştırır. Bu alanlar, çocukların kendilerini güvende hissettikleri, kontrol duygusunu yeniden kazandıkları ve yaşadıklarını ifade edebildikleri özel alanlardır.
Çocuklar yaşadıklarını oyunla nasıl ifade eder?
Bir çocuğun oyuncak bebeğine damar yolu açması, doktorculuk oynaması, kemik iliği alma gibi sahneleri canlandırması ya da resim yapması; yaşadığı süreci oyunla anlatma biçimidir. Henüz konuşarak ifade edemeyen çocuklar bile, oyun sayesinde kendi hikâyelerini dile getirebilirler.
Ebeveynlerin oyuna yaklaşımı nasıl olmalı?
Ebeveynin oyun sırasında çocuğunun duygularına alan açması, onu yargılamadan dinlemesi ve eşlik etmesi, çocukta görülme ve anlaşılma hissini güçlendirir. Bu, hem bağlanmayı destekler hem de çocuğun duygusal düzenleme kapasitesini geliştirir (Ginsburg, 2007).
Psikolojik destek sürecinde oyun nasıl bir araçtır?
KAÇUV’da yürüttüğümüz psikolojik destek çalışmalarında oyun, çocuklarla kurduğumuz ilişkinin temel taşlarından biridir. Oyun sırasında çocuklar, kelimelere dökemedikleri duyguları bir kuklayla, bir pastel boyayla ya da bir hikâyeyle dile getirebilir. Bazen bir oyuncakla yapılan küçük bir sahne, çocuğun en derin korkularını ya da ihtiyaçlarını anlatır. Oyun, yalnızca bir etkinlik değil; çocuğun dünyasına açılan bir kapı ve güvenli bir iletişim dili hâline gelir. Bu bağ, “anlaşıldım” hissini mümkün kılar ve iyileşmenin ilk adımlarını atmamıza yardımcı olur.
Kaynakça
Axline, V. M. (1947). *Play therapy*. Boston: Houghton Mifflin.
Ginsburg, K. R. (2007). The importance of play in promoting healthy child development and maintaining strong parent–child bonds. *Pediatrics*, 119(1), 182–191. https://doi.org/10.1542/peds.2006-2697
Landreth, G. L. (2012). *Play therapy: The art of the relationship* (3rd ed.). New York: Routledge.
Piaget, J. (1962). *Play, dreams and imitation in childhood*. New York: Norton.
Vygotsky, L. S. (1978). *Mind in society: The development of higher psychological processes*. Cambridge: Harvard University Press.